16 Ocak 2017 Pazartesi

Yüksek topuğunu tıkırdata tıkırdata yürüyor. Bu topuklu ayakkabılarda bir büyü olmalı. Giyen kendini prenses sanıyor ( daha güzel bir benzetme olabilirdi ama aklıma gelmiyor) saçları sarı gibi değişik farklı bir renk. Kızıl sarı olabilir mi acaba? Aşağı yukarı gidip gelirken hiç etrafa bakmıyor. Burnu yukarıda yüzünde tebessüm. Kibir, istihza...üzerindeki pantolon jilet gibi. Üzerine kalıp gibi oturmuş bir ceket giymiş. Kendinden öyle emin konuşuyor ki kendi kendiNizi yalancı ilan edebilirsiniz. Böyle insanların yanında kendimi küçük çocuk gibi hissediyorum. Yaramazlık yapmış saklanan çocuk gibi. Biri 'müdüre hanım'diyor. Hah diyorum ancak böyle biri müdür olabilir. Arkasından konuşup dedikodusunu yapacak kadar soğuk, kibirli bir görünüş. Ne güzel oldu hocaaanim diyorum kendime. Bir suratsız Münire müdire eksikti tam oldu. Neyse diyorum zaten derse girip çıkmaktan başka bir şey yapmıyoruz siktir et. Bunu da siktir et. Aradan bir kaç gün geçiyor ne selaman ne sabah. Suratsız geliyor kapatıyor kendiniye oa Daya görse de selam vermiyor tebessüm etmiyor. Ayaklarımda kot pantolona spor ayakkabıya bakıyorum. Gerçekten bu yüzden mi saygı görmüyorum acaba diye düşünüyorum. Ayakkabısının tikirtisi beynime işliyor. Gün geçtikçe daha çok nefret ediyorum bu sesten ve o bakıştan. Sahi neden birbirimizden bu kadar çok nefret ediyoruz?
Kendi kendimi yiyorum. Öyle gereksiz bir hırsım var ki resmen kendimi yiyorum... Her zaman pozitif olan insanları anlamıyorum. Dünya bu kadar boşken ve içinde bu kadar bok varken. Aynı iş yerinde iki yıl çalışamıyorum ben. Batıyor bana her şeyi batıyor. Burada iki yıl oldu boku çıktı. Gitmem lazım. Gitmezsem deli olabilirim. Her şeyi yadırgayan ve kınayan insanlardan elinden geldiği kadar uzak duracaksın yoksa bu devran yürümüyor. Bir yıl o duvarları yıkmaya çalışıyorlar yıkamıyorlar dedikodular çıkıyor. Öyle bakışlarıyla hareketleriyle seni kaçırıyorlar. Seni kaçıramazsa huzurunu rahatını kaçıyor... yani kaçıracak bir şey buluyorlar.

2 Ocak 2017 Pazartesi

Şanslı bir insan görünce bazen seni de Allah yarattı beni de Allah yarattı şarkısını söylüyorum. Ama bazen de şanslı piç demekten kendimi alıkoyamıyorum. 2016 bitti yeni bir yıl geliyormuş. Dünün bugünden, yarının diğer günden ne farkı var? Olaylara iyi yönünden bakmaya çalışıyorum. Bakıyorum bakıyorum da ben bir bok göremiyorum. Daha önce söylemiş miydim şanslı insanlardan nefret ediyorum. Bunun yanında kendi şansımı kendim yaratmayı seviyorum. Kendi şansımı yaratırken çok yorulduğum zamanlarda ' sıçayım sizin şansınıza ' demekten kendimi alamıyorum. Bu dünyada büyük olsun küçük olsun herkes birbirinin itini köpeğini koruyup kolluyor. Yani Ankara'da dayınız yoksa sizden bir bok olmaz. İş Merkezi babanızınsa saat 12'de gelir 6'da çıkarsınız. Aman böyle boktan işler işte. Kendi gücüyle bir yere gelmeye çalışan insanlarında götünü yırtması gerekiyor...