11 Kasım 2015 Çarşamba

kalbim kırıldııııı dıbı dıp dıp

karışımıza çıkan insanları biz seçiyoruz. bu konuya imanım artık sonsuz. bu vakitten sonra ' ben ne yaptım da bu adam benim karşıma çıktı? ' dersem eğer işte o zaman Allah belamı versin. kalbinin kırılmasına bakmayan, sizi incittikten sonra bir bok olmamış gibi yüzünüze gülen insanlardan da gücünüz yettiği kadar kaçacaksınız. evet evet bende öyle yapacağım... göğsünü gere gere ' biliyorum sen beni çok seviyorsun ama benim aklımda ve kalbimde senden başka biri var.' cümlesi hangi adem evladının yüzüne yüzüne höykürülür allah aşkına? hadi diyelim ki bir gaflette kurdun bu cümleyi, sıçtıktan sonra sıvama bari. azda olsa toparlamaya çalış. hem ben insan değilim ki zaten. nage neden kırılsın, nage neden incinsin? sinirlerime fazlasıyla hakim olabilen bir insanım. üstümden tır geçmiş gibi oldu ama sadece tebessüm ettim. sende peygamber sabrı var, diyen arkadaşlarım haklılar sanırım. gönül acısı başka oluyor be! oysa bir heykel gibi durmayı ne çok isterdim bu hayat karşısında. ne bir erkekle yapabiliyorum artık ne de yalnız. her zamanki gibi iki ucu boklu değnek. dört aydır internetim yok, bilgisayarım yok. hoş bunlar olsa da fark etmez çünkü zamanım yok. iş kolik manyak bir şey oldum. bazen öyle kendimden geçiyorum ki günde on beş saat çalıştığım oluyor. sanırım bu da benim kendimi koruma tarzım. içkiyi bıraktım. belki inanmayacaksınız ama gerçekten bıraktım. iki buçuk ay boyunca hiç içmedim. sonra da sadece bir iki kere içtim. bünyem bu hayata da alıştı. son zamanlarda sadece otobüste kitap okuyabiliyorum. bir de uyumadan önce ama en fazla beş sayfa. allahtan evim ve işim arasında bir saat varda bol bol zamanım oluyor. yeni evim 15. katta manzarası harika. şehre tepeden bakmayı hep sevmişimdir. kısaca nagenin cephesinde çok şey değişti; değişmeyen şey ise teocumun dediği gibi ' bunlar güzel günlerimiz, daha beter olcaaakk her şeeyyy... '

Hiç yorum yok: