16 Haziran 2015 Salı

Molly hanıma marul almak için markete gittim. salak salak gezinirken şeftaliler öyle güzel koktu ki kendimi bir anda meyvelerin arasında buldum. aman tanrım bu da ne?! meyve yemek bu memlekette lüksmüş meğer. şimdi mi anladın diyeceksiniz ama ben senede bir kere meyveyi ya yerim ya yemem. genellikle zararlı şeyler severim. üzüm on altı lira. hasiktir demekten alamadım kendimi. Türkiyede yaşam standartları yükselmiş! tabii yükseldi. halkın yediği kazık kalitesi yükseldi. yapılan bir araştırmaya göre dünyanın en mutsuz ülkesi seçilmiş canım ülkem. şaşırmamak gerek. hoş afrika ya da ortadoğuda bulunan ülkeleri düşününce bu araştırma ne kadar objektif diye düşünüyor insan. bu arada size molly hanımdan hiç bahsetmedim sanırım. o benim yeni kızım. kaç yaşında ya da kaç aylık olduğuna dair en ufak bir fikrim yok. eylül ya da ekim ayında bir alışveriş merkezinde arkadaşımı bekliyordum. alışveriş merkezinde beni en üst kata çağıran bir şey vardı. bazı duygular tarif edilemez. içimde karşı konulamaz bir istek. en üst kata çıktım. petshoplara köle tüccarları diyorum. çağımızda insanlar insanları köle olarak kullanmadığı için bu duygularını hayvanlar üzerinde tatmin ediyorlar. dükkanın ortasında bir kafes, tepesinde bir sürü çocuk. hayvan korkmuş köşeye sinmiş. tipini hiç beğenmediğim zengin bir piç kurusu, annneeneeeee bunu bana allll, diyor. anneanne o esnada torununa bir köpek yavrusu beğenmekle meşgül. köpeğin fiyatı bin lira! bir ailenin bir aylık geçim masrafı olduğuna mı yanarım yoksa barınaklarda onca başı boş hayvan varken burada bu köle ticaretine mi yanarım... nefret ediyorum saf kan takıntısından. bu hayvanı almalıyım, o anda düşündüğüm tek şey buydu. hiç değilse bu hayvanı bu bu salak kafesten kurtarmalıyım. sahne karardı ve ben elimde bir gine domuzuyla metroya doğru yürüyordum. aldıktan sonra fark ettim hayvan hamileymiş. al başına belayı! beş tane yavrusu oldu. onlara ev bulana kadar canımız çıktı. şimdi molly bir kafeste hapsolmak yerinde genellikle evde benimle birlikte geziyor. keşke rüyalar gerçek olsa da onu doğaya salabilsem... mestan efendi ölünce yemin etmiştim bir daha ne kedi ne köpek beslerim diye. benim için büyük bir yıkım olmuştu. gelin görün ki benim gibi biri özellikle hayvanlara karşı tövbe tutamıyor işte. kızım ve oğlu bay merlin :)

Hiç yorum yok: