22 Mayıs 2015 Cuma

insanları anlamak çoğu zaman çok güç. biliyorum sürekli aynı cümleleri kurduğumu ama elimde değil. metrodayım herkes göt göte gidiyor, iş çıkışı. önümde iki kız var. en fazla yirmi iki ya da yirmi dört yaşlarındalar. biri şöyle diyor, aslında evlenmeyi istemiyorum ama annemle babam artık bunu bekliyor. elimdeki kitabı yavaşça indirip onları dinlemeye başlıyorum. ama öyle gizli gizli dinleme değil. gözlerim yuvasından fırlayacak gibi oluyor. nasıl yahu diyor iç sesim, nasıl olur böyle bir şey. devam ediyor, aslında ben düğün falan da istemem ama laf söz olur. haydaaa hay sizin zihniyetinizi dinozorlar siksin. nasıl yahu nasıl? insan istemediği şeyleri neden başkaları için yapar, neden başkalarının istediği hayatı yaşar. günlerdir bu cümleleri düşünüyorum. neden yapar insan böyle bir şeyi. onlara ben demedim ki beni dünyaya getirin diye. canları istedi yaptılar. yalnızlıktan korktukları için beni yaptılar. elalem kısır demesin diye beni yaptılar. muhtemelen senin anan babanda aynı şey için yapmmıştır bebeğim diyecektim, diyemedim tabi. hayatım boyunca bir kere aşık oldum bir kere çocuk yapmayı düşündüm ondan sonrası olmadı onda da on sekiz yaşındaydım. Adalet Ağaoğlu gibi düşünüyorum bu konuda. başkaları için yaşayan insanlar mutlular mıdır sahiden. biz neden gelişemiyoruz da sürekli geri gidiyoruz diye düşünmemek gerek. insanlar hazır giyim gibi hazır düşünceler taşıyorlar beyinlerinde. son zamanlarda moda kisvesi altında kafamızı nereye çevirsek aynı adamları ya da kadınları görüyoruz ya, kızılay dağıtmış gibi aynı şeyleri giyen. işte bu düşüncelerde böyle, kimse düşünmek istemiyor. sağcısı, solcusu, kökten dincisi hepsi aynı bok. hepsi her zaman hazır düşünceleri alıp beyinlerine yerleştiriyorlar sonra da mutlu olmayı bekliyorlar. anam ben ne bohemm bir insanımmm, ben ne kuuluuummm havalarında gezen gerizekalı üniversite öğrencileriyle dolu etrafımız ama bir bok bildikleri yok. okudukları iki kitap, köşe yazısıyla bir düşüncenin arkasına sığınıyorlar. sonra aman efendim bilmem kimin ölüm yıl dönümüymüş mezarına gitmişler... o adam dirilse yüzünüze tükürür vallaha billaha. bunca aptallığın arasında yaşarken nasıl mutlu olacaksın adem evladı, nasıl içine sine sine yaşayacaksın. dünyanın sonu gelecekmiş, gelsede kurtulsak be! metrodan indikten sonra bir öğrencimi gördüm. bu kızı ne zaman görsem gözlerimin içi gülüyor. elimde değil çok mutlu oluyorum. neden mi, aptal yetişkinlerin aptal düşünceleri beni boğuyor, öyle sıradan öyle sıkıcılar ki... diye başlıyor. üstelik daha on beş yaşında. hocam diğer hocalara bir bakar mısınız? hepsi aptal, ha bir de sizin gibi Mehtap hoca var diyor. bu kız bu yaşta nasıl böyle düşünüyor demeyin. deliler gibi okuyor. ne bulsa okuyor. ama daha bu yaşta mutsuz. onu ilk tanıdığımda, neden bu kadar okuyorsun yavrum mutsuz olacaksın, demek istedim ama diyemedim. böyle bir cümle kursam bende o aptal yetişkinler kategorisine girecektim çünkü. bir yandan Eylül'ü düşünüyorum, daha on beş yaşında ama koca bir anarşist. bir yandan bu salaklara bakıyorum. dünyanın dengesi de bir garip, bu salaklardan milyonlarca var Eylüllerdense çok az. başımdan geçen bu olayı bir çok insana anlattım. huyum kurusun insanların düşüncelerini öğrenmek hoşuma gidiyor. anne baba farklıymışta, insan sevdikleri için her şeyi yaparmışta. yalan ulan yalan! yapmaz kimse kimse için bir şey. ben mutsuz olacaksam neden başkaları mutlu olsun yaptığım eylemden. eyleme bak evlenmek! evlilik seksin resmileştirilmiş halidir demiş marks amcamız. benim dünyamda ben varım, dünyanın merkezi benim. aslında hepimizin süper egosu tavan yapmışta biz hâlâ inkar peşindeyiz. son model telefonlar, arabalar, her dakika çatır çatır çekilip sosyal medyada yayınlanan fotoğraflar. sürekli birilerinin giyim kuşamını, konuşmasını, yaşamasını... eleştiren beyinsizler. neden düşünceler eleştirilmiyor da bunlar eleştiriliyor? çünkü hepsi koca ahmaklar. süper egolarını inkar ediyorlar ama anaları babaları ya da elalem için evlenip bir de davullu zurnalı düğün yapıyorlar. ayyy tatlım çok güzel olmuşsun dedikten sonra arkasından, bu kıza bir modacı gerek diyorlar. yeniden söylüyorum, hiç bıkmadan da söylerim: böyle düşünen insanların beyin kıvrımlarını dinozorlar siksin!

Hiç yorum yok: