24 Şubat 2008 Pazar

Peyami Safa - Biyografi

Servet-i fünun şairlerinden İsmail Safa'nın oğludur, Peyami Safa. 1899'da İstanbulda doğdu. Sivas sürgünündeyken babası İsmail Safa'yı kaybettiğinde henüz iki yaşındaydı bu dönemden sonra "Yetim-i Safa" adıyla anılmaya başladı. Babasız olmanın ve çok küçük yaşlarda yakalandığı kemik hastalığı nedeniyle çok büyük fiziksel ve ruhsal buhranlar yaşadı. Peyami Safa her kitabında kendi kişiliğini bir karaktere yükler ve yaşadığı sıkıntıları buhranları okuyucularına çok iyi bir şekilde yansıtır. Dokuzuncu Hariciye Koğuşu romanında da yaşadığı zorlukları en iyi şekilde anlatmıştır.
Hastalığından ve maddi sıkıntılardan dolayı öğrenimini sürdürememiştir. Hayatını kazanmak, annesine bakmak için Galatasaray Lisesi'nide yarıda bırakmak zorunda kalmıştır. Keaton matbasında bir süre çalıştıktan sonra girdiği sınavı kazanarak Posta - Telgraf Nezaretin'de birinci dünya savaşına kadar çalışmıştır. Sonrasında Rehber-i İttihat Mektebinde öğretmenlik yapmıştır. Genç nesile öğretmenlik yaparken kendi çabasıyla Fransızcasınıda ilerletmiştir.
Ağabeyi İlhami Safa'nın isteği üzerine öğretmenliği bırakıp, "20. Asır" adlı akşam gazetesini kurdular. Gazetecilik yaşamına "Asrın Öyküleri" başlığı altında başladı. İmzasız Yazıları beğenilince Server Bedi takma adını kullanmaya başladı. 1921 de Son telgraf gazetesinde yazmış, oradan da Tasvir-i Efkâr'a geçmiştir, Daha sonra Cumhuriyet gazetesinde fıkra ve makalelerinin yanısıra, roman da tefrika etmiştir.
80 kadar olan bu eserler arasında; Cumbadan Rumbaya (1936) romanıyla, Cingöz Recai polis hikâyeleri dizisi en ünlüleridir. Ayrıca ders kitapları da yazdı. Peyami Safa'nın fıkra ve makalelerinde sağlam bir mantık dokusu ve inandırıcılık görülür. Romanlarında olaydan çok tahlile önem vermiştir. Toplumumuzdaki ahlâk çöküntüsünü, medeniyetin yarattığı bocalamayı, nesiller ve sosyal çevreler arasındaki çatışmayı dile getirdi. Zıt kavramları, duygu ve düşünce tezadını ustaca işledi. -->
1961 27 Mayıs'tan sonra "Son Havadis" gazetesinde yazmaya başlamıştır. O sırada Erzurumda yedek subaylığını yapan tek oğlu Merve'nin ölüm haberini alan Safa büyük sarsıntılar ve buhranlar geçirip, iki üç ay sonra 15 Haziran 1961'de İstanbul'da vefaat etmiştir.

Hikâye
Bir gencin hayatı (1921)
Gençliğimiz (1922)
Siyah Beyaz Hikâyeler (1923)
İstanbul Hikâyeleri (1923)
Aşk Oyunları (1924)
Süngülerin Gölgesinde (1924)
Ateşböcekleri (1925)
İki Öksüz Arkadaş


Roman
Mahşer (1924)
Bir Akşamdı (1924)
Sözde Kız (1925)
Canan (1925)
Şimşek (1928)
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu (1931)
Atilla (1931)
Fatih - Harbiye(1931)
Bir Tereddüdün Romanı (1933)
Biz İnsanlar (1947)
Matmazel Noraliya'nın Koltuğu (1949)
Yalnızız (1951)

Oyun
Gün Doğuyor (1937)
Düşünsel Yapıtlari
Zavallı Celal Nuri Bey (1914)
Büyük Avrupa Anketi (1938)
Türk Inkılâbına Bakışlar (1938)
Felsefî Buhran (1939)
Millet ve İnsan (1943)
Mahutlar (1959)
Sosyalizm (1961)
Mistisizm (1962)
Nasyonalizm (1962)
Doğu - Batı Sentezi (1963)
Nasyonalizm - Sosyalizm - Mistisizm (1968)
Osmanlıca - Türkçe - Uydurmaca (1970
(kaynaklar; vikipedia.org, kimkimdir.gen.tr)

3 yorum:

ilham perisi dedi ki...

Öff aynı sorun devam ediyor.
Linkiniz direk olarak açılmıyor
Oz aman kimse gelemez ki sizeee.Nasıl üye oldunuz bir hatamı oluştu kiii

SERAP dedi ki...

Sanırım ilkokuldaki kitapların birinde 9. Hariciye Koğuşu adlı kitaptan alıntı okuma parçası vardı.İçeriğini unutmuşum haliyle.Türk klasiklerine bu kadar geç başlamamın en büyük sebebi,ilkokuldaki o parçaların arkasından gelen salak salak sorular falandır.Ne yazık değilmi?Hem Uragan'ın okuma tarihçesinde,hemde bu sayfada görünce Peyami Safa'yı kutuphanede ilk bakılacaklar arasına koydum.Şimdi klavyenin hemen yanında duruyor 9. Hariciye Koğuşu ve okunmayı bekliyor.

kaldırımçocukları dedi ki...

Peyami Safa çok sevdiğim yazarlardan biridir. o salak sorular benide çileden çıkarırdı. Hatta çok iyi hatırlıyorum, hepsine yanlış cevaplar verirdim. hocalarım benim şimdi edebiyata böylesine bağlandığımı görseler küçük dillerini yutarlardı:P kehanetleri yanlış çıktı.