21 Şubat 2009 Cumartesi

Başka Zaman Kütüphaneleri


İsmiyle dikkatimi çeken kitaplardan bir tanesi. Eğer kitaplar yüzünden delirmişseniz ve eğer kitaplara çok değer veriyorsanız, kitapların kapaklarına ve isimlerine sık sık takılır kalırsınız. Kitabın 2003 dünya fantezi ödülü aldığını görünce dikkatimi daha çok cezbetmeye başladı. Kitap altı öyküden oluşuyor. Öykülerin hepsi kitaplar ve kütüphaneler hakkında. Öykülerin hepsi birbirinden güzel. Benim en beğendiğim öyküler Cehennem Kütüphanesi ve En Küçük Kütüphane oldu. En Küçük Kütüphanede uzun zamandır yazamayan bir yazar ve esrarengiz bir kitap hakkında. Esrarengiz kitabın kapağında " Dünyanın En Küçük Kütüphanesi " yazıyor. Yazar başta bunun ne anlama geldiğini anlamıyor. Kitabın kapağını her açıp kapadığında içindeki romanın kaybolup yerine yeni bir roman geldiğini fark edince elindeki hazinenin değerini anlıyor. Cehennem Kütüphanesinde ise dünyadayken bulaşmadığı pislik kalmamış bir adamın cehennemde ceza almak üzere bir memurun huzuruna çıkarılmasıyla başlıyor öykü. Memur ve adam arasında geçen konuşma beni en çok güldüren bölümdü. Alacağı cezayı düşünürken memura cezayı sorma gafletinde bulunuyor adam.

Ceza olarak kitap okuyacağını duyan kahraman kısa bir şoktan sonra soruyor; " ceza olarak mı? "

" Biz buna terapi diyoruz "

" ateşte yanmak terapi mi oluyor? "

" ateşte yanmaktan bahseden kim?"

" belki yağların içinde kaynatmak veya ipe gerilmek... "

" Saçmalama ! Orta çağda değiliz! "

" Özür dilerim bilmiyordum."


Sonra kahramana kısa bir açıklamada bulunuyor memur; " ... Buraya gelenlerin yüzde 84'12'si okumaktan nefret ediyor... Okuma yazma bilipte kitaptan vebadan kaçmış gibi kaçmış yüzde 47,71'e ne demeli? Geri kalan yüzde on kadarıda bir şekilde kitap okumuş ama onlarda kendilerine birşey vermediğini düşündükleri okuma eylemini zaman israfı olarak görüyorlar... "

Okumayı seven ve kitaplara değer veren herkesin seveceğini düşünüyorum...

7 yorum:

Unknown dedi ki...

merhaba, ilginç bir kitaba benziyor. Sen bu kitapları kütüphaneden mi alıyorsun, yoksa kendi kitaplığından mı?

sevgiler...

Aydan Atlayan Kedi dedi ki...

Daha önce adı dikkatimi çekmişti ama sanırım hafızamın azizliğine uğradı unutulup gitti. Şimdi hemen ekliyorum listeme. Onu okumaktan mahrum bırakmam istemem kendimi...
Çok teşekkürler...

kaldırımçocukları dedi ki...

evvel zaman içinde: ben okuduğum kitapların hepsini kütüphaneden alıyorum... ilginç ve güzel bir kitap =)

aydan atlayan kedi: ismi çok dikkat cekiyor zaten. benim sayemde hatırladıysan ne mutlu bana =)

S dedi ki...

pazar gunu kitabi edindim ve bugun de bitirdim. tek kelimeyle harikaydi. benim de favorim kesinlikle dunyanin en kucuk kutuphanesi oldu. sonrasinda da soylu kutuphane.

bir de, hikayelerin boyle ic ice gecmis olmasi da cok guzeldi.

tesekkur ediyorum cok!

kaldırımçocukları dedi ki...

soylu kütüphanede her öyküye bir tat yakıştırması çok hoşuma gitmişti. bende çok mutlu oldum şimdi =) reca ederim her zaman :P

şule dedi ki...

Bu kitabı okumayı çok istiyorum ve bu kitap yüzünden delirebilirim bundan bir yıl önce okumak isteyip aradığımda artık basılmadığını öğrendim ama bir haftadır tekrar aklıma düştü bir şekilde bulup okumak istiyorum. Ama nasıl bulabilirim hiç bi fikrim yok. Bana bi fikir verebilir misiniz?

kaldırımçocukları dedi ki...

Merhaba, yorumunuzu yeni gördüm blogger pek kullanamıyorum artık :) ben kitapları genelde kütüphaneden alırım. köhne bir kütüphanede tesadüf eseri bulmuştum ben de kitabı :) belki sende bulabilirsin :)