25 Mayıs 2010 Salı

Neden insanlar yerine getiremeyecekleri büyük sözler verirler ? neden sonra hiçbir şey olmamış gibi küçücük bir özürle arkalarına bakmadan çekip giderler? hayal kırıklığı kırgınlıktan daha baskın oluyor sanırım bu durumda. yerle bir olan bir dünyanın içinde, enkazlar altında ölmeden yaşayabilmek. kim bilir belki ölüm daha az acı verir. bilmiyorum hiç ölmedim. yinede öyle olacağını umuyorum. kimi zaman bu hayal kırıklığı aylarca hatta yıllarca sürebiliyor. peki yok olan güvenin hesabını kimden sormamız gerekiyor? her hayal kırıklığının ardından kendimize ve bu dünyaya küsüşümüzün hesabını? öyle bir enkazın altındayım ki çıkamıyorum. bir ses veya bir nefes istemiyorum. böylesi güvensiz ve duygusuz kalmak istemiyorum. arka arkaya gelen şeyler sanki bir tezi doğrular gibi. Tanrım artık " neden " demek istemiyorum. biliyorum aslında neden falan yok ve yine biliyorum ki aslında çok fazla neden var. ama öylesine yoruldum ki... arkasına bakmadan gidenler, hiç bir iz bırakmadan yok olabileceklerini sanıyorlar. arkalarında bıraktıkları zavallı kazazedelere hiçbir şey olmayacak sanıyorlar. oysa öylesi lanet izler vardır ki hayaletlere benzerler, aslında elle tutabileceğiniz, gözle görebileceğiniz tüm izleri sildiğinizi düşünürsünüz. peki düş gücünde her zaman yanınızda taşıdığınız izleri kim silecek? baltaladığınız dağarcık inatla ayakta kalmaya devam eder. siz görüntülerle sesler birleşmesin, yoktan hayaletler beni rahat bıraksın istersiniz. düşünmeden giden, her şeyin bittiğini iddia eder. oysa bu lanet olası dağarcık sizinle birlikte olduğu müddetçe her şey öylesine zorlaşır ki... bir yapbozun parçaları gibidir diğer hayal kırıklıkları. verilen sözleri zamanla unuttuğunuzu sanarsınız. aslında kimse ne hayatınıza girmiştir ne de söz vermiştir. sonra ansızın acımasız bir yok oluş projesi daha. o yapboz parçaları siz istemeseniz de bir araya gelir. sonra sizin, o parçaları beyninizdeki farklı odalardaki farklı dolaplara yerleştirmeniz yine aylar alır... hesap soracak birilerini arıyorum. gırtlağına çöküp geberene kadar dövecek birilerini arıyorum....

Benden bir ruhsuz yaratmayı Nasıl başardınız
Benden bir hissiz yaratmayı Nasıl başardınız
Benden bir uyumsuz yaratmayı Nasıl başardınız
Benden sizden biri yaratmayı Nasıl başardınız
Yaşamak istemem artık aranızda
Yavuz Çetin

2 yorum:

serencam dedi ki...

""öyle bir enkazın altındayım ki çıkamıyorum.""

yıllar oldu o enkazın altındayım ses verende oldu nefes verende alabildiğine canımı yakanda..hepsi nafile hala ordayım hala yalnızım hala çıkmadı şu canım..

herkes anlıyorum der ama koca bir yalan..tek dileğim kınama modundakilere aynısından versin Yaradan...

bıçak vursan kanım akmaz seninkisi ..al bendende o kadar ..

kaldırımçocukları dedi ki...

o kınayan kuş beyinliler taharet etmeyi beceremeden bir şeyler yapmaya çalışanlar. yeryüzünde öylesine çoklar ki yok olmaları imkansız. bir tek yaşayan biliyor, empati mempati hepsi palavra...