18 Eylül 2009 Cuma




Zaman iplerini koparıp dört nala koşan vahşi bir at gibi...


aslında her şey biter. her şey çok hızlı biter. zaman tek düze hep aynı adımlarla gider. sevdiğimiz bi insanın yanındayken hızlı akıyomuş gibi gelir ya hani, ruhumuzun bizi kandırmasıdır işte o. zaman asla hainlik etmez. hep tek düzedir onun akışı. siz hiç bir saatin yetmiş dakika veya elli sekiz dakika olduğunu gördünüz mü? evet, bende görmedim. iyi ya da kötü biter işte. haftalardır beklediğin hafta sonu da biter. hafta sonunu iple cekersin birileri burnunda tüter. hasret bitmez ama zaman biter. Bende ömrümden bir yılı daha tükettim sonra suçu zamana ve hayatın acımasızlığına atmaya karar verdim. İhanet eden bizdik de farkına varamadık...

Neyseki kitaplar var. onlarla her şey çok daha güzel. İyi ki bu kadar çoklar ve iyi ki bu kadar eğlenceliler...

11 Eylül 2009 Cuma

Sevgili Dostum





sevgili dostumun yeniden döndüğünü gecikmeli olarak bildireyim dedim. şirretlik her zaman işe yaramasa da bu defa yaradığı kesin. sevgiler saygılar efendim :)

5 Eylül 2009 Cumartesi

Çanlar Kimin İçin Çalıyor


Çanlar Kimin İçin Çalıyor'u yazın ilk günlerinde okumaya başlamıştım. Gelin görünki bu okuyuş eylüle kadar sarktı. Akıcılığı orta halliydi, edebiyatı bazı noktalarda harikaydı. Savaşın insanlara neler yapacağı, onları ne hale getireceği ve savaşta her şey mübahtır felsefesiyle yapılan iğrençlikler... Hemingway'in gazeteci olarak katıldığı savaşları ve oradaki psikolojiyi insanlara anlatmayı çok istediğini, sonra bu kitabı bu kadar güzel yazdığını anladım. Romanın baş kahramanı Robert Jordan'ın da en büyük istediği yaşadığı günleri bir gün başka insanlara anlatmaktı. Roman hakkında söylenecek çok şey var aslında, kitabı sadece savaş ülkelerinde yaşayan insanları anlamak için okuyabilirsiniz. Çoğumuz onları anlamakta zorlanıyoruz. Karıncayı bile incitemeyen insanların ellerine silahları alıp birilerini katlettiğini gördüğümüz zaman sadece şaşıp kalıyoruz. Oysa onları o hale getiren milyonlarca sebep var. Milyonlarca geçerli sebepleri var. Birileri kıyamı başlatır, diğerleriyse sadece ayak uydurmak zorunda kalır. Vurduğu her insanın ardından ağlasada yapmak zorundadır. Eğer ondan önce tetiği çekmeseydi kim bilir ona ne biçim işkenceler yapacak sonrada en zor yollarla can vermesine neden olacaktı... Direnmeleri gerek, eğer direnmezlerse sonsuza dek kendi topraklarında köle gibi yaşamak zorunda kalacaklar. İsimleri hiçbir kötülüğe karışmasada sadece eşitlik istedikleri için meydanlarda asılacaklar veya kurşuna dizilecekler. Sevgililerine, kız kardeşlerine tecavüz edilecek... Sıcak yaz günlerinde okumakta zorlandım, uzun zaman dilimlerine yaydım ama tüm bunlara rağmen çok beğendim...

4 Eylül 2009 Cuma

Ramazan ve trans hali


Mürekkep Yürek
Mürekkep Dünya
Mürekkep Ölüm
Cornelia Funke

Düşünüyorumda neden kütüphanede asla bi üçlemenin üçünüde aynı anda yan yana göremiyorum ben. Neden aylarca didik didik aramak zorunda kalıyorum. Neden bi yazarın tüm eserlerini yan yana bulamıyorum da biri mağripte biri maşruk da çıkıyo her zaman. Neden mesai saati içinde olmasına rağmen, o lanet olası salonlar kapalı oluyoda ben kat kat gezip hemde oruç iken, o lanet olası memurları aramak zorunda kalıyorum? ramazanda trans hali yaşarken, çaydan kahveden ve sigaradan böylesine uzakken onları öldürmeyi daha çok düşünüyorum. şu lanet olası dünyada kim üzerine düşen görevi dört dörtlük yapıyorki? Ben internette gezinip kitaplara bakarken gözüme çarpan fiyatlara sinirlendim ondan bu kadar lanet okudum sanırım. üstelik bu kitapların çoğunun kütüphanede olması gerek ama yok. nasıl yok olupta yıllarca ortaya çıkmıyolar bende anlayamadım. En uzun arayışım İnce Memet'e olmuştu, üç yıl aradım sonunda buldum :) iç ses diyor ki; bunca küfürden sonra orucun kesin zayi oldu. Bende diyorum ki, Allahla benim arama girmesene be!